Sayfalar

9 Temmuz 2013 Salı

Sultan Abdülhamid Han'ın Filistin'de Toprak Satışını Yasaklaması



arz-ı mev'ud - vaad edilmiş topraklar, büyük israil projesi, Filistin Meselesi, israil'in kurulma süreci, siyonizm, sultan II. Abdülhamid Han


Sultan İkinci Abdülhamid Han'ın Filistin'de Toprak Satışını Yasaklaması"Eğer Herzl, senin, arkadaşın ise ona nasihat et, bu mevzuda bir adım daha atmasın. Ben bir karış toprak bile olsa satmam. Zîrâ bu vatan bana âit değil, milletime âittir. Benim milletim bu topraklan savaşta kanlarını dökerek kazanmışlar, onu kanları ile verimli kılmışlardır. Bu toprak bizden sökülüp alınmadan ev­vel, biz onu tekrar kanlarımız ile sularız. Benim Suriye ve Filistin alaylarımın efrâdı birer birer Plevne'de şehîd düşmüşlerdir. Onlardan bir tanesi dahi dön­memek üzere muharebe meydanların­da canlarını vermişlerdir."
(Sultan İkinci Abdülhamid Han)


Osmanlıların "Arz-ı Filistin" dediği topraklar aslında üç coğrafî bölgeden oluşuyordu: Kâzımiye Nehri'yle Mukatta Nehri arasındaki bölge yani "Akkâ Sancağı":  Mukatta Nehri'yle Zerduludce Nehri'nin kaynağı arasındaki "Nablus Sancağı" ve Nablus'un güneyinde Berseba vâdisine kadarki mıntıka olan "Kudüs Sancağı".

Osmanlıların mülkî idâre sistemine göre Kudüs, 1887 yılında merkeze bağlı müstakil bir mutasarrıflık hâline getirilmiştir. Bir yıl sonra Beyrut vilâyeti oluşturulmuş ve Kuzey Filistin'deki iki sancak, Nablus ve Akkâ, bu vilâyetin sınırları içine alınmıştır. Böylece Fi­listin iki kısma ayrılmıştı. Filistin'in kuzeyi Beyrut valiliğinden idâre edilirken, Kudüs mutasarrıfı, mukaddes toprakların güney kısmından mesuldü.


Beyrut vilâyetine bağlı Akkâ Sancağı'nın her biri bir kaymakamın idâresinde olan ve merkez Akkâ kazası, Hayfa, Tiberyas, Safed ve Nâsıra (Nazareth)'dan oluşan beş kazası vardı. Osmanlıların "Nablus" dediği sancak ise merkez kaza, Cenin, Benî Sa'b ve Cemâ'în olmak üzere dört kazadan oluşuyor­du. Kudüs-i Şerîf Mutasarrıflığı ise 127 köy­den oluşan merkez livâsı, 58 köyden oluşan Yafa, 91 köyden oluşan Gazze ve 52 köy­den oluşan Halîlü'r-Rahman kazalarına bölünmüştü.

Filistin'in Osmanlı idâresinde bulunması, Siyonistlerin bütün teşebbüslerinin Osmanlı üzerinde artarak devam etmesine sebep olacaktır. Siyonistler, Filistin'de bir Yahûdî yurdu ku­rulması için önce, belirli bir meblağ karşılığında Filis­tin topraklarını satın almayı planlamışlardır. Siyonist­ler, bir yandan Osmanlılarla müzakerelere devam ederken, diğer yandan da Filistin'de kolonizasyona girişmişler ve taraftarlarını tarıma bağlı iskân merkez­leri kurmak sûretiyle Arz-ı Mev'ud'da (Vaad edilmiş topraklarda)  iskân etmeye başlamışlardı.
İşte Yahûdîlerin bir gün Filistin'e dönerek burada bir "Yahûdî devleti" kurma emeli olan Siyonizm böy­lece uyanmaya başlamıştır. Osmanlı Devleti'nin zayıf­laması neticesinde de Siyonistler bu hedeflerini tatbi­ke koymaya başlamışlardır.

Kubbetü's-Sahra
Kubbetü's-Sahra
Siyonizm'in kurucusu Theodore Herzl 1896 yılın­da yayınladığı "Der Judentaat" adlı eserinde bu he­defin maddelerinden bahsetmiştir. Herzl, fikrini ger­çekleştirmek maksadıyla Avrupa ve Amerika'da ya­şayan Yahûdî ileri gelenleri ile görüşmeler yapmış, çok büyük para kaynakları elde etmiştir.

Theodore Herzl'in teklifi
Theodore Herzl nabız yoklamak maksadıyla Hazi­ran 1896'da istanbul'a gelmiştir. Herzl, Sultan ikinci Abdülhamîd Han'dan Filistin'in Yahûdî göçlerine açıl­ması ve buranın muhtar bir Yahûdî idâresine sahip ol­masına karşılık, Osmanlı'nın Avrupa devletlerine olan borçlarının ödenmesi ve Avrupa basınında pâdişâh lehine propaganda yapmak tekliflerini sunmak için görüşme talebinde bulundu. Ancak kendi­si pâdişâh ile görüşemeyip, tekliflerini yakın adamı Polonyalı Philip Newlinsky vasıtasıyla yapmıştır. Sultan ikinci Abdülhamîd Han ise bu tekliflere hiddetlenmiş ve şöyle cevap vermiştir:
"Eğer Herzl, senin, arkadaşın ise ona nasihat et, bu mevzuda bir adım daha atmasın. Ben bir karış toprak bile olsa satmam. Zîrâ bu vatan bana âit değil, milletime âittir. Benim milletim bu topraklan savaşta kanlarını dökerek kazanmışlar, onu kanları ile verimli kılmışlardır. Bu toprak bizden sökülüp alınmadan ev­vel, biz onu tekrar kanlarımız ile sularız. Benim Suriye ve Filistin alaylarımın efrâdı birer birer Plevne'de şehîd düşmüşlerdir. Onlardan bir tanesi dahi dön­memek üzere muharebe meydanların­da canlarını vermişlerdir."

Bu cevap üzerine Herzl hayal kırıklığına uğrayarak ikâmet et­tiği Viyana'ya geri dönmüştür.


29-30 Ağustos 1897'de isviçre'nin Basel şehrinde bir "Dünya Siyonist Kongresi" toplanarak, Basel Programı denilen ve Filis­tin'i bir "Yahûdî Millî Yurdu" haline getirmeyi ihtiva eden bir karar alınmıştır. Dünya Siyonist Kongresi'nin toplanmasını sağla­yan Theodore Herzl, Filistin'i Yahûdî millî yurdu hâline getirecek olan komitenin de başkanlığına getirilmiştir.

Nüfus arttırma gayretleri
Filistin'de bir Yahûdî yurdu kurma gaye­sinin gerçekleşmesi yolunda bölgedeki Yahûdî nüfûsunu arttırmak için buraya göçü sağlamaya çalışmışlardır. Sultan ikinci Ab- dülhamîd Han, Yahûdîlerin bu tehlikeli ni­yetlerini sezdiğinden dolayı Filistin'e göçü yasaklamıştır. Artık Yahûdîler Filistin'e sade­ce ziyaret için gelebilecekler ve bu süre üç ay olacaktı. Kendilerine verilen kırmızı tez­keredeki ikâmet süresi dolunca Filistin'i terk edeceklerdi. Fakat Yahûdîler yine de gizli olarak ve çeşitli yollardan gelip Filistin'e yer­leşme teşebbüsünde bulunmuşlardır.




Kubbetü's-Sahra'nın avlusu - Yıl 1900
Kubbetü's-Sahra'nın avlusu - Yıl 1900


1883'te çıkarılan bir irâde-i seniyye ile de Yahûdîlere mülk satışı yasaklanmıştır.
Ayrıca pâdişâh Hazîne-i Hâssa'daki şahsî mal varlığı ile Filistin'de mümkün olduğu kadar fazla toprak ala­rak, Yahûdîlerin toprak satın almalarını engellemeye çalışmıştır. 1891'de çıkarılan bir irâde-i seniyye ile hiçbir Yahûdî'nin Osmanlı vatandaşlığına alınmaya­cağı ve Yahûdîlerin Osmanlı topraklarına yerleşmele­rine müsaade edilmeyeceği belirtilmiştir. Daha sonra çıkarılan bir emir ile de başta Filistin olmak üzere bü­tün Osmanlı topraklarında Yahudilere toprak ve mülk satışı yasaklanmıştır.


Yahudilerin Filistin'de osmanlı tebeası olarak toprak almalarına mani olunması hakkında vesika belge



Hîle ile Filistin'e yerleşmeleri
Bu sırada Said Paşa'nın bir gafleti neticesinde Filis­tin'de arazi ve mülk satın alanların hepsinin Siyonist ol­madığı ve son günlerini ibadetle geçirmek isteyen bazı Mûsevîlerin de burada toprak satın almalarına mâni ol­manın haksızlık olduğunu beyan ile 1893 ilkbaharına kadar Filistin'de kânûnî yollarla toprak satın almış olan­ların Siyonizm ile münâsebetlerinin olmadığına dâir konsolosluklarından aldıkları belgeye göre tapuları ve­rilmiştir.

Çeşitli ülkelerden yahudilerin Kudüs'e göç ederek cemiyet oluşturduklarına ve mani olunmasına dair vesika belge






Osmanlı Devleti bu kararla 1893'e kadar Siyo­nistlerin gayr-ı resmî yollardan almış oldukları toprakla­rı da tasdik etmiş olma durumuna düşmüştür.

Yahûdîler Filistin'e kânûnî olarak yerleşmenin müm­kün olmadığını anlayınca artık hileli yollara başvurmaya başlamışlardır. Rus ve Doğu Avrupa Yahûdileri önce Almanya,  Avusturya veya İngiltere'ye uğrayıp bu devletlerin vatandaşlığına geçip sonra Filistin'e sızmışlardır. Bu­nu gören Osmanlı Dâhiliye Nezâreti yeni tedbir alarak, 1898 Ağustos'unda Kudüs mutasarrıfı, yabancı devlet­lerin Filistin temsilcilerine bir bildiri dağıtarak, bundan böyle Filistin'in milliyet tefriki gözetmeksizin bütün Ya­hudilere kapalı olduğunu tebliğ etmiştir.

Mescid-i Aksa'nın giriş kapısı ve içi


Filistin'e yerleşmek için Sultanın tahtından inmesi lâzım
21 Kasım 1900 tarihinde de Yahûdîlerin Filistin'e yerleşmelerini önleyici bir tedbir olarak "Mukaddes Topraklara Duhûliye Şartları" adı altında yeni tedbirler getirilmiştir. Bu şartlara göre, Filistin'i ziyaret edecek her Yahûdî, üzerinde mesleği, milliyeti ve ziyaret sebe­bi yazılı bir tezkere veya pasaporta sahip olacaktır. Yahûdîlerin elindeki bu tezkere Filistin'e ulaşınca salâhi­yetli makamlarca alınıp kaydedilecek, otuz günlük sürenin dolmasından sonra ise sınır dışı edileceklerdi.

Suriye'ye göç eden yahudilere arazi satışının yasak olmasına dair vesika belge

Meşru yollarla Sultan ikinci Abdülhamîd Han'a is­teklerini kabul ettiremeyeceklerini anlayan Yahûdîler, kendi emellerinin gerçekleşmesi önünde Sultan İkinci Abdülhamîd Han'ı büyük bir mâni olarak görmüşlerdir. Onun için de sultanı tahttan uzaklaştırmanın yolunu aramaya başlamışlar ve bu maksatla Jön Türk grubu içerisinde çalışmalara başlamışlardır. İttihat ve Terakkî Cemiyeti içerisinde büyük rolü bulunan Emmanuel Carasso bu yolda en çok faaliyet gösterenlerden birisidir.


Mescid-i Aksa'nın için ve kubbetüs-Sahra

Emmanuel Carasso sultanın huzurunda Emmanuel Carasso, Siyonist bir heyetle 17 Eylül 1901'de Sultan İkinci Abdülhamîd Han'ın huzuruna çıkarak, Rusya'da zulüm gören Yahûdîlerin Filistin'e yerleştirilmesi ve muhtar idâreye sahip olmaları karşı­lığı olarak 20 milyon altın teklif etmiştir. Bu tekliflere sinirlenen Sultan ikinci Abdülhamîd Han heyeti huzu­rundan kovmuştur. Herzl, istanbul'a ikinci gelişinde Mâbeyn İkinci Kâtibi İzzet (Holo) Paşa ile görüşmüş­tür. izzet Paşa, Sultan İkinci Abdülhamîd Han'ın, Yahûdîlerin Filistin dışında bir yere Osmanlı uyruğunu kabul etmek şartıyla yerleştirilmelerine izin verdiğini, karşılık olarak da Osmanlı borçlarının ödenmesini is­tediğini belirtmiştir. Ancak Herzl, Filistin'e yerleşmeye müsaade edilmediği için bunu kabul etmeyip, İstan­bul'dan tekrar eli boş ayrılmıştır.

Yahudilere, Kudüs ve çevresinde bir aydan fazla süre ikamet etme yasağına dair belge vesika




Siyonizm siyâsî bir meseledir Sultan İkinci Abdülhamîd Han, "Siyonizm"i siya­sî bir mesele olarak görmüş ve Yahûdîlerin Filistin'e yerleşmek istemelerindeki asıl gayelerinin Filistin'e sadece masumane bir yerleşme şeklinde olmayıp, burada bir devlet kurmak olduğunu sezmiştir.

Kubbetü's-Sahra'nın avlusu - Yıl 1900
Kubbetü's-Sahra'nın avlusu - Yıl 1900

Herzl'le görüşen ve bütün Siyonist kongrelerini takip eden Osmanlı elçisi Tevfik Paşa, Berlin'den gönderdiği bir raporunda; Herzl'in asıl maksadının müstakil bir Yahûdî devleti kurmak olduğunu, bu­nun için Filistin'le yetinmeyeceğini, komşu ülkelere de yayılacağını yazmıştır.

Yahûdîler red cevabı alınca, Sultan Abdülhamîd Han'a karşı fiilî tavır alarak, sultanı tahttan indirme faaliyetlerini arttırdılar. Filistin'den toprak satın alıp yerleşmek için bu sefer bazı sanayi ve ziraat şirketle­ri kurarak, şirket için toprak satın aldıklarını basamak olarak gösterip, büyük topraklar satın alma yoluna gittiler. Devlet idaresi bunu fark edince Suriye ve Beyrut vilayetleri ile Kudüs sancağında bu çeşit şir­ketlerin kurulmasını yasaklamıştır.

Yabancılara toprak satışına dikkat!
Sultan İkinci Abdülhamîd Han zamanında, Filis­tin'de yabancıların toprak alım ve satımına çok dikkat edilmiştir. Nablus sancağına tâbi Kefersaya köyünde arazi satın almış olan Fransa tebaasından Nersis Natanel'e geçici senet verilmiştir. Çünkü yapılan inceleme­de aldığı araziye Musevi iskân edeceği anlaşıldığından asıl senet verilmemiştir. Daha sonra da Nersis Natanel'in vekili araziye ağaç ekme izni istemiştir. Müraca­atı değerlendiren Meclis-i Vükelâ, 21 Nisan 1908'de aldığı kararda araziyi işlemek açısından asıl senet ile geçici senet arasında bir fark olmadığını ve araziye ağaç ekebileceğini belirtmiş ama araziye Yahûdî göç­menlerin yerleştirilmesine kesinlikle müsaade edilme­mesini istemiştir.

Thedore Herlz'in Filistin'den toprak talep etmesi karşılığında osmanlı'nın borçlarını ödeme teklifi mektubun orijinali


Sultan ikinci Abdülhamîd Han'ın bütün titizliğine ve çabasına rağmen bazı devlet adamlarının ihmal ve basiretsizlikleri ve yabancı devletlerin Siyonistler lehi­ne Osmanlı'ya müdahale etmeleri ve siyasî nüfuzları­nı kullanarak Osmanlı Hükümeti'nin tatbik ettiği kısıt­lama ve yasakları birer birer ortadan kaldırarak Siyo­nistlerin işini kolaylaştırmaları ile Siyonistler binlerce taraftarlarını Filistin'e yerleştirmeyi başarmışlardı.

İkinci Meşrutiyet'in ilanı ve tavizler
Reşad Paşa, Yahûdî ve Hıristiyanlara Bâb-ı Âlî'nin koyduğu sınırların üstünde inşâ izni verdiği için daha mutasarrıflığının ilk yılı dolmadan vazifeden uzaklaştırılmıştır.
Osman Kâzım Bey, İngiliz-Filistin şirketi mukaddes topraklarda şubeler açıp, malî muamelelere başlayın­ca, mutasarrıflığın bazı hizmetlerini karşılamak için Siyonistlerden borç almaktan çekinmemişti. Sultan Abdülhamîd Han, bu durumu öğrenince Osman Kâzım Bey'i Kudüs'ten alarak Haleb'e tayin etmiştir.


1904 yılında Osman Kâzım Bey'in yerine tayin edilen Ahmed Reşid Bey de aynı şeyi yapmış, vilaye­tin vergi açığını kapatabilmek için İngiliz Şirketi'nden borç alınca derhal vazifesinden alınmıştır. Kanun ve yasaklar Sultan ikinci Abdülhamîd Han tahtta olduğu müddetçe çok sıkı takip edilmiş, ancak İkinci Meşrutiyet'in ilanındaki serbest durumdan faydalanan Yahûdîler faaliyetlerini iyice arttırmaya başlamışlardı.

İttihatçılar, ikinci Meşrutiyet'in ilanı ile birlikte Fi­listin'e Yahûdî göçlerini yasaklayan Sultan ikinci Abdülhamîd Han'ın bütün kararlarını kaldırmışlardır. Meşrutiyet'in ilanından sonra Siyonistler, merkezi Ya­fa olmak üzere bir Filistin Ofisi açmışlar ve bu ofisin teşebbüsüyle Filistin Toprak Geliştirme Şirketi'ni kur­muşlardır. Bu şirketin başına getirilen Alman asıllı bir iktisatçı olan Dr. Ruppin, Filistin'e gelen göçmenleri koloniler kurarak istihdam etmiştir. Yahûdîler, 1908-1914 yılları arasında satın aldıkları elli bin dönüm ara­zi üzerinde dokuz yeni çiftlik ve yerleşim merkezi kurmuşlardır. Ruppin, Yafa yakınlarında 139 haneden ve 1500 kişiden oluşan bir Yahûdî şehri olan Tel-Aviv (İlkbahar Tepesi)'in temellerini atmıştır.

Yahûdîler Birinci Dünya Savaşı'nda İngilizlerin ya­nında yer alıp, kurdukları Yahûdî Lejyoner kuvvetiyle onlar için savaşmışlardır, ingilizler de Yahûdîlerin bu hizmetine karşılık Balfour Deklarasyonu'nu yayınla­mışlardır. Osmanlı Devleti savaştan yenik çıkıp, bölge­den çekilmek durumunda kalınca, ingiliz birlikleri 9 Aralık 1917 günü öğleden önce şehre girmişler ve böylece israil Devleti'nin temeli atılmıştır.

"Ba'de harabi'l-Basra.."
Netice olarak, Sultan ikinci Abdülhamîd Han, Ya­hûdîlerin Filistin'e yerleşmesini önlemek maksadıyla 1883 ve 1891 yıllarında çıkardığı kanunlarla Filistin'de Yahûdîlere mülk satışını yasaklamıştır. Filistin'e normal yollarla yerleşemeyeceklerini anlayan Yahûdîler bu sefer yabancı ülkelerin vatandaşlığını alarak ve çeşitli şirketler vasıta­sıyla toprak satın alma yoluna gitmişlerse de buna da Osmanlı Devleti mânî olmuştur.

İkinci Meşrutiyetle birlikte ittihat ve Terakki'nin Sultan ikinci Abdülhamîd Han'ın koydu­ğu kanunları kaldırması ile Filistin'e Yahûdî göçleri hızlanmıştır. İttihatçılar dört sene gibi bir zaman içinde koca devleti savaşların ve fe­lâketlerin içerisine sürüklediklerinden, devletin bu göç ve toprak satışlarına mânî olacak gücü de kalmamıştır. Göçün ve toprak satışlarının önüne tekrar geçilmek istenmişse de "ba'de harabi'l-Basra" hükmünce iş işten geçmiş ve kısa bir zaman sonra ortada ne devlet ve ne de tatbik edilecek bir kanun kalmıştır.


Özcan F. KOÇOĞLU
YEDİKITA / ŞUBAT 2009



Kaynaklar        
Başbakanlık Osmanlı Arşivi
BOA.  A.AMD.90/5. 1275 1.23
BOA. Y.PRK DH 7/29
BOA. A.MKT.MHM. 423/80-1; 495/44; 509/5-19; 559/40       
BOA. Y.PRK PT 10/11
BOA. A.MKT.NZD. 313/6 
BOA. Y.PRK TKM 29/76; 38/51
BOA. A.MKT.UM. 221/49; 563/11          
BOA. Y.PRK UM 28/86
BOA. A.VRK. 847/18; 847/22      
BOA. Y.PRK. ASK. 127/105; 76/73
BOA. DH. MKT. 1341/91; 1341/91; 1351/37; 1351/37; 1585/53-1   
BOA. Y.PRK. AZJ 33/3; 33/32; 34/57; 27/39
BOA, DH.MUİ. 15-3/23; 15-3/23; 27-1/66; 67/62.        
BOA. Y.PRK.BŞK. 3/7; 51/100; 80/55.
BOA. DH.EUM. 4.ŞB. 12/50; 16/24       
BOA. Y.PRK. DH.7/23.
BOA. DH.EUM.KLH. 1/17
BOA. Y.PRK. EŞA 13/67; 12/32
BOA, DH.KMS 46-1/29.   
BOA. Y.PRK. MYD. 10/64
BOA. DH.MKT. 1339/66; 1341/91; 1341/91; 1351/37; 1362/5;        
BOA. Y.PRK. PT 13/58 1362/5; 1367/18; 1399/83     
BOA. Y.PRK. TKM.
BOA, DH.SYS 27/6.          
BOA. Y.PRK. ZB 14/117; 18/41; 19/14; 6/23; 8/43; 9/30
BOA, DH.ŞFR 49/228.     
BOA. Y.PRK.A. 8/75
BOA. DH.UMVM 64/3       
BOA. Y.PRK.ASK. 105/62
BOA. HAT. 1363/53840   
BOA. Y.PRK.AZİ 33/3
BOA. HR.SYS. 2759/39; 2862/41          
BOA. Y.PRK.AZN 5/22; 6/4; 1/8; 23/104; 23/5; 23/59
BOA. I. DH. 101862; 96900; 97971; 97972; 100986; 83195;
BOA. Y.PRK.BŞK 6/77; 64/28 83573; 862/69004; 96609; 96898; 96899  
BOA. Y.PRK.EŞA 39/85; 39/85
BOA. İ.HR. 159/8511-1; 273/16528; 290/18196; 2 - 1319.B.1         
BOA.  Y.PRK.HR. 25/49'
BOA. İ.HUS. 49/2; 49-1; 99922; 1/1310/M-041; 2, 1319.B.1;
BOA.  PRK KOM 7/19 35/1312.N.58; 49/1314.Ra.44
BOA Y.MK. 11/49
BOA, MV 118/91; 205/143.          
BOA. Y.PRK.MŞ. 1/33; 4/22; 5/18; 6/49
BOA. Y.PRK. BŞK. 26/62.
BOA. Y.PRK.MYD 10/64
BOA. Y MTV 61/51.
BOA. Y.PRK.SH 5/16
BOA. Y PRK AZN 7/34; 17/27.   
BOA. Y.PRK.ŞH 3/102
BOA. Y PRK TKM 31/57  
BOA. Y.PRK.TKM 29/76
BOA. Y PRK ZB 12/77; 14/15; 19/4       
BOA. Y.PRK.UM. 56/45
BOA. Y.A.HUS. 380/18; 377/51; 380/18; 506/48; 509/26.     
BOA. Y.PRK.ZB 13/29; 1/21; 3/90; 30/24; 30/70
BOA. Y.A.RES. 55/61; 93/38; 93/6        
Mim Kemal Öke Kutsal Topraklardg Siyonistler ve Masonlar, İstanbul 1991
BOA. Y.EE 136/110; 136/56; 4/36 1313; 10/34; 136/48; 136/54 75/11,75/6,40/145
Ömer Osman Umar, "Osmanlı Döneminde Yahudilerin Filistin'e  yerleşme Faaliyetleri", Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2002, c. 12, S. 2, s. 421-438.
BOA. Y.MTV 53/24; 64/12; 69/17; 181/114; 181/22; 281/172;
298/141; 37/86


SULTAN İKİNCİ ABDÜLHAMÎD HAN DİYOR Kİ
"Yahûdîler ise, kadîm (eski) mefkurelerine merbut (bağlı) olarak, Arz-ı mev'udu, kendilerine dînî kanâatlerine göre vaad edilmiş topraklarda müesses (kurulmuş) müstakil İsrail devleti hasreti içindedirler. Bu topraklar da bizim Kudüs Sancağı'mızın hudutları içindedir. Bu beldedeki, Hazîne-i Hâssa'ya âit Çiftlikât-ı Hümâyûnlar'ı evvelâ satın almak, daha sonra da doksan dokuz sene müddetle kiralamak tek­lifinde bulunmuşlardır. Görülüyor ki, bir devletin tebeası veya halkı olmak kâfi gelmiyor. Kânun önünde (nazarında) müsâvât (eşitlik) temin etmek de gayeyi temine bazen yetmiyor."
(Fethi Okyar, Üç Devirde Bir Adam, İstanbul 1980, s. 95.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Bu güne değin en çok tıklanılanlar